29 Nisan 2010 Perşembe

Gerçek bir aşk hikayesi; ŞAHMERAN


Mezopotamya mitleriyle, sembolleriyle yakından ilgilenen biri için Şahmeran'ın güzel ve acıklı hikayesi müthiş bir esin kaynağı elbette. Aşk, bilgelik, ihtiras, arzu, ihanet, insana dair her şey var bu hikayede... Dileyenler, Google'da kısa bir araştırma yaparak bu müthiş hikayenin tamamını okuyabilirler. Bizim, en severek tasarladığımız parçaların başında gelen Şahmeran yaka ve şapka iğneleri, kolyeler, anahtarlıklar, masa üstü objeleri ve yastıklar gerçek aşka duyduğumuz özlemin bir ifadesi...

Shahmeran... The queen of serpents... The symbol of wisdom... When you read the full story, you will understand why we are so attracted with her, why we are inspired by her to create our most delicate pieces such as necklaces, pins, key chains, pillows...

25 Nisan 2010 Pazar

18 Nisan'da Cihangir Pazart'daydık.


Cihangir Roma Bahçesi'nde kurulan Pazart'a ilk kez katıldık. Bizim için heyecanlı ve eğlenceli bir deneyimdi. Sarayburnu'nun eşsiz güzelliği tam karşımızda, birbirinden hoş insanlarla tanıştık, eski dostlarımızla buluştuk ve tasarımlarımızla ilgili birbirinden güzel yorumlar aldık.

En has müşterilerimizden biri Mehmet Çağçağ oldu. Başta Şahmeran ve Hemşo olmak üzere tasarımlarımızı çok beğendi. Biz de onu çok sevdik. Ama standımıza ilk geldiğinde oldukça şaşırttı bizi. Önce hiç konuşmadan uzun uzun yaptıklarımızı inçeledi, kolyeleri, bilezikleri elinde evirdi çevirdi durdu. Bir erkeğin tasarımlarımızla böyle yakından ilgilenmesi zaten başlıbaşına ilginç bir durumdu. Güneş gözlüğü taktığı için yüzünü de göremiyorduk ve ne olup bittiğini bir türlü çözemiyorduk. Derken, konuşmaya başladık ve sohbet giderek koyulaştı. İşte bu tatlı sohbetin altından Mehmet Çağçağ ve ikide bir babasının çantasına etrafta bulduğu kemik, taş gibi "hazineleri" tıkıştıran harika bir oğlan çocuğu çıktı.

İki hafta sonra Süzer Plaza'da Anneler Günü için düzenlenen özel bir pazara katılacağız. 7-8 Mayıs 2010 tarihlerinde, yepyeni tasarımlarımızla yine İstanbul'da olacağız.

24 Nisan 2010 Cumartesi

BEŞİ BİR YERDE / TURKS HEAD




"Beşi bir yerde..." İşte bizi en eğlendiren tasarımlarımızdan biri! Türk Erkeği'nin ayrılmaz bir parçası olan bıyık meselesiyle yakından ilgileniyoruz doğrusu. Önce çiziyoruz, sonra serigrafi tekniği ile kumaşa basıyoruz ve sonra da takılarımızı tasarlıyoruz. Bazen bir kolyeye dönüşüyorlar, bazen de bir yaka iğnesine... Hazır yeri gelmişken size, bize çok ilginç gelen bir deneyimimizi aktaracağım. Zaman zaman özel pazarlara katılıyoruz ve tasarımlarımıza gelen tepkileri bire-bir gözlemliyoruz. Bıyıklı Adamlar, tasarımlarımızın içinde büyük-küçük herkesin en çok ilgisini çeken parçalar arasında. Ancak, özellikle kadınlar sanki bu adamlardan korkuyorlar; çok hoşlanmalarına, katıla katıla gülmelerine rağmen "almaktan" kaçınıyorlar. Bakalım ne zaman aşacağız bu durumu!

‘Turk’s Head’ is fun to wear, a one-off design. We design those pieces seperately. First we draw them, then we print them onto fabric by using silk-screen technique and then we turn them into jewellery.

LEYLA



"Leyla", el dokuma yün kumaş, deri ve gümüş tel kullanılanarak sadece bir adet tasarlandı. Onu yıldızlı bir gecede, Olimpos'un mis kokan havasını içimize çekerken şekillendirdik.

‘Leyla’ is a different, fun to wear necklace. We designed this necklace at Olympos, under the inspiring stary night.